Anne sütü bankaları, ihtiyaç olduğu durumlarda bebeğin kendi annesi dışında başka anneler tarafından bağışlanan sütün toplanması, analiz edilmesi, pastörize edilmesi, depolanması ve hastanede yatarak ya da ayaktan tedavi gören hastalara dağıtılması amacıyla işlev gören bir birimdir.
Bu bankaların amacı kendi annesinden beslenemeyen yenidoğan/bebeklerin mamaya oranla daha destekleyici olan anne sütü ile beslenmesini sağlamaktır. Anne sütü, bebeğin şu anki ve daha sonraki yaşamında bağışıklama işlevini yerine getiren birincil besin kaynağıdır.
Günümüzde anne sütü bankalarının etkinliği ve yaygınlığı giderek artmaktadır. Anne sütü bankaları ihtiyaç durumunda( bebeğin anne sütüne ulaşamadığı durumlar) bebeğin kendi annesi dışındaki kadınlardan toplanmış sütler ile beslenmesini hedefler. Bu hedefe doğru bir şekilde ulaşabilmek için işleyişinde bir kayıt sistemi bulunmakta, bağışlanan sütlerin pastörizasyonu yapılmaktadır. Bağışçı annelerin hastalık öyküsü alınıp kullandığı ilaçlar, sigara, alkol, meme başı sorunları ile ilgili bilgiler kaydedilmekte, altı ayda bir serolojik testleri yapılmaktadır. Ayrıca bağışçı annelere emzirme eğitimi gibi eğitimler sağlık çalışanları tarafından verilerek; süt sağma, toplama, saklama konusunda da bilgi verilmektedir. Anne sütü bankaları ile beslenen bebeklerde gıda intoleransı görülme oranının düşük olduğu, geç sepsis ve taburcu olma süresinin kısaldığı gözlenmiştir.
Anne Sütü Bankalarının Doğuşu ve Evrimi
Anne sütü bankaları aslında sütanneliğin daha profesyonel ve sistemli halidir diyebiliriz. Çok eski yıllara bakıldığında sütannelik kavramı Babiller zamanına kadar uzanmakta ve Hammurabi Kanunları ve Roma eserlerinde sütanneliğe dair kuralların olduğu bilinmektedir. Sütannellik kavramının milattan önceden beri var olup XX. Yüzyıla kadar da yaygın bir hal aldığı söylenebilir.
İlk anne sütü bankası 1909 yılında Avusturya’nın Viyana kentinde açılmıştır. 1980’li yıllara gelindiğinde ise birçok anne sütü bankası hastalık risklerinin artması sebebiyle kapanmıştır. 1985 yılında ise Kuzey Amerika Anne Sütü Bankacılığı Birliği (Human Milk Banking Association of North America-HMBANA) kurularak anne sütü bankalarında standartlar sağlanılmaya çalışılmıştır. HMBANA 1990 yılında anne sütü bankacılığının temelini oluşturacak belgelerin ilk standartlarını yayımlamışlardır.2010 yılında da Avrupa Anne Sütü Bankası (European Milk Bank Association – EMBA) Milano’da kurulmuştur ve dünyada anne sütü bankalarının sayısı artmaktadır.
Anne Sütü Bankalarının Etik Boyutu
Anne sütü bankalarının faaliyetleri, çeşitli etik soruları da beraberinde getir;
Bunlardan ilki ve belki de en önemlisi anne sütü, bağışçılardan alındıktan sonra titiz bir şekilde test edilmeli ve pastörize edilmelidir. Bu, bebeklerin enfeksiyon riski taşımadan güvenle süt tüketebilmelerini sağlar.
İkinci olarak anne sütü bankaları, sütü ihtiyaç sahibi bebeklere adil bir şekilde dağıtmalıdır. Bu, süt bankalarının etik sorumluluklarından biridir.
Aynı zamanda anne sütü bağışlayan annelerin rızaları alınmalı ve kişisel bilgilerinin gizliliği korunmalıdır. Bu, bağış sürecinin etik standartlara uygun olmasını sağlar.
Anne sütü bağışlama ve kullanma süreçleri, farklı kültürel ve sosyal değerler göz önünde bulundurularak yönetilmelidir. Bazı toplumlarda süt bağışı konusunda farklı inanç ve uygulamalar olabilir.
Unutulmaması gereken bir diğer durumda anne sütü bankalarına erişimin, ekonomik durumu ne olursa olsun tüm aileler için eşit olması gerektiğidir. Bu, bebeklerin sağlık hakkına erişimini destekler.
Sonuç olarak, anne sütü bankaları hem tarihsel olarak önemli bir geçmişe sahiptir hem de etik sorumlulukları içeren karmaşık bir yapıya sahiptir. Güvenli, adil ve etik standartlara uygun şekilde yönetilen anne sütü bankaları, bebeklerin sağlıklı büyüme ve gelişimlerini desteklemeye devam edecektir.
Anne Sütü Bankaları Neden Olmalı?
Bebeğin fiziksel ve ruhsal gelişimi açısından anne sütü bebeğin şimdiki ve ileri yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyen birinci öncelikle tercih edilmesi gereken besin ögesidir. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın hayati öneme sahiptir. Bebeğin öncelikli besin ögesi içinde birincil öncelik bebeğin kendi annesidir. Fakat bazı risk durumlarında yani bebeğin kendi annesinin sütüne ulaşımının zor ve imkansızlaştığı durumlarda başka annenin sütü ikinci tercih olarak düşünülebilir. Bebeğin miadından önce doğması, düşük doğum ağırlığına sahip olması, annenin bebeğini emzirmek istememesi, anne ve bebeğin ayrı kalması, annenin ölümü vb. sebeplerden ötürü bebek annesinin sütüne ulaşmada güçlük yaşayabilir. Bu gibi durumlar anne sütü bankalarının gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Bebeklerin Anne Sütü Almalarını Engelleyen Durumlar
- İlaç, alkol veya madde bağımlılığı
- HIV enfeksiyonu vb.
- Memeye ait enfeksiyonlar
- Meme kanseri
- Kemoterapi veya radyoatkif izotop tedavisi
- Annenin emzirmeyi istememesi
- Annenin sütünün olmayışı
- Annede psikoz varlığı
- Anne ölümü
Türkiye’de Anne Sütü Bankaları
Türkiye’de anne sütü bankaları ile ilgili insanların görüşlerini öğrenmek için birçok araştırma yapılmıştır ve hala da yapılmaya devam etmektedir. Doğum yapan kadınlar arasında yapılan bir araştırma kadınların büyük çoğunluğu süt bankacılığına olumlu bakarken yarısından fazlası süt bağışı yapabileceklerini belirtmişlerdir. Bağışta bulunmak istemeyen kadınların ise yarısından fazlası hastalık riski nedeni ile istemediklerini ifade etmişlerdir.
Sağlık çalışanları arasında yapılan başka bir araştırmada ise yine anne sütü bankacılığına olumlu bakılmamasının sebebi hastalık riski olarak gözlenmiştir.
Hemşirelik ve ebelik öğrencilerinin anne sütü bankacılığına bakış açılarını değerlendiren ve geçtiğimiz yılda yapılan çalışmada ise öncelikle öğrencilerin anne sütü bankalarının varlığı hakkında bilgi sahibi olma düzeyleri ölçülerek yaklaşık %82,1’inin anne sütü bankacılığı hakkında bilgisinin olmadığı gözlenmiştir. Çalışmada Türkiye’de süt bankalarının açılmasına destek olma durumu sorulduğunda öğrencilerin %68,9’unun olumlu baktığı görülmüş ve bunun nedeni incelendiğinde öncelikli cevabın sağlık ve sosyal nedenler olduğu bulunmuştur. Süt bankalarının açılmasına destek olmama sebebi incelendiğinde ise araştırmada sebep belirtenler arasında ilk sırayı banka sütünü güvenli bulmamanın yer aldığı tespit edilmiştir.
Ülkemizde anne sütü bankacılığı konusu, yapılan araştırmalar doğrultusunda tam olarak bilinmemekte ya da yanlış bilinmektedir. Anne sütü bankacılığı güvenli, kuralına uygun ve sistemli bir şekilde yapıldığında hastalık riski gibi riskli durumların varlığı en aza indirgenebilir ve bebek, ihtiyacı olan anne sütünden mahrum kalmayabilir.
Kaynaklar
Aydemir H. (2021). Anne Sütü Bankaları. 1, 186-193
Gümüş AB, Yardımcı H. (2021). Bütün Yönleri İle Anne Sütü Bankacılığı. 11 (2), 212-222
Yaşar Ö, Çevik E, Dokuzcan DA. (2023). Hemşirelik ve Ebelik Bölümü Öğrencilerinin Anne Sütü Bankacılığı Hakkındaki Görüşleri. 5(2), 124-129
Özcanarslan N, Özer D. (2023). Yenidoğan Bakımını Güçlendirmede Anne Sütü Bankasının Yeri: Tıp ve Sağlık Bilimlerinde Multidisipliner Bakış-I, Ed: Doç. Dr. Ş. Cem Yücetaş. İksad Yayın evi, s: 87-100